16 Şubat 2010 Salı

Einmal ist keinmal!

Birçok şey gibi Kundera'dan öğrendiğim ve bayıldığım "bir, hiçtir", "bir yetmez" anlamına gelen bu Almanca ifadeyi böyle süfli bir bağlamda kullanacağım hiç aklıma gelmezdi. Ama bu sabah itibariyle biraz büyüyen bir daral hissiyatına kapıldığım için değinmeden geçemeyeceğim.
Normal şartlarda burası iki kişilik bir ev, yani sadece Susanne ve ben yaşıyoruz. Bazen Dresden'deki evine gitmeye üşenen Wolfgang haftada iki üç gece bizde kalıyor, bir de Cumartesi sabahı beraberce yogaya gidelim diye Cuma akşamından gelmesine alıştığımız matrak Maike var. Velhasıl birbirimize kalabalık etmeden üç olmayı da becerebiliyoruz.
Fakat iki haftadır işler biraz karıştı, zira Susanne'ın oğlu geçici bir süreliğine bize taşındı. Son derece sempatik bir çocuk, kabul ama insan tuvaleti bu kadar sevmez ki! Geçen hafta bir gün herhalde bir saat filan beklemek zorunda kaldım ve, Sibel şahit, çatlamak üzereydim. Bu sabah da Susanne'la kendimizi tuvalet kapısında birikmiş saçma bir kuyruğun parçası bulduk... Kararımız kesin, bir yetmiyor, zweimal tuvalet şart!

3 yorum:

  1. susanne benzetir onu yakında ya. çok meraklanma bence.

    YanıtlaSil
  2. tuvalet sorunu korkunç bir şey, hele benim gibi tuvaleti pek seviyorsanız! aman, beni de benzetir mi bu susanne?? :)

    YanıtlaSil
  3. susanne'ın kimseyi benzettiği yok canım, merak etme. ağzı var dili yok bir insan kendisi :)

    YanıtlaSil