9 Mart 2010 Salı

Schwarzfahrer

Paris ve New York'ta görmeye alıştığım turnike cambazları ve peşlerinden kovalayan güvenlik memurlarından sonra, Almanya'da metroya binmeden önce bilet kontrolü yapılmamasına şaşmıştım - iki yıl önce Frankfurt Kitap Fuarı, hey gidi günler.. O zaman herkes biletsiz takılır diye düşünüp, öyle de yapmıştım.
Ama burada yaşamaya başlayınca, yani geçicilikten kalıcılığa terfi edince, ben de herkes gibi aylık kart almaya başladım. Böylece hem otobüse binmek mümkün oluyor, hem de ya kontrolör gelirse tasası duymaya gerek kalmıyor.
Yalnız ne yalan söyleyeyim bu ay sadece part-time burada olacağım için (yaşasın İstanbul :) kart almadım. Bazen tekli bilet alıyorum bazen de burada dedikleri gibi "kara yolcu" oluyorum.. Ama aklıma durmadan Almanca dersinde izlediğimiz şahane kısa film geliyor ve tatlı bir endişe duyuyorum. Şu birkaç gün bana şans dileyin! :)

(Filmi şiddetle tavsiye ederim bu arada: http://www.youtube.com/watch?v=XFQXcv1k9OM)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder