27 Haziran 2010 Pazar

48 Stunden Neukölln

Havalar güzelleştiği ve bisikletimle ben çok mutlu bir ikili olduğumuz için şehrin şimdiye kadar nadiren gittiğim köşelerini de Berlin atlasıma ekliyorum yavaş yavaş. Mevsimsel değişimlerin yadsınamaz etkisiyle gözüme pek hoş görünmeye başlayan yerlerden birisi de Neukölln.
Burası daha birkaç yıl öncesine kadar göçmenlerin, özellikle de epey fakir Türk ve Arapların oturduğu, izbe, bakımsız, çete savaşlarına sahne olan, tekinsiz bir yerken, bütçesi sınırlı artsi tayfa ucuz kiralardan faydalanmak için buraya akınca işler bir anda değişmiş..
Haftasonu icabet ettiğim sokak festivali/bienal karışımı aktivite esnasında daha da iyi anladım ki mahalleyi sanatçılar alenen basmış: her yer galeri, stüdyo, küçük designer butikleri ve birbirinden ilginç kafe-barla dolu. Kreuzberg kadar coşkun değil, Prenzlauerberg kadar tiki değil, Schöneberg kadar uslu değil. Yaşanılası yer..

3 yorum:

  1. ben de ordaydim! :) dogrusu 'sanatsal' calismalari cok ilgi cekici buldugum soylenemez..yine de haftasonuna hareket katti.

    YanıtlaSil
  2. Izbe ve bakimsiz,cete savaslarina sahne olan tekinsiz yerin 4 aylik mazisine sahiptir sahsim :)

    Bugün rastgeldim bloga sevgili Heidi nin apalakasiz bir sebepten dolayi atmis oldugu linkten.Mel kadar uzun süre gizliden takip edemedim pörtledim hemen.

    Yazilar cok hos.Üsengecligimden yapamadigimi üsenmeyip yapmisiniz :)

    YanıtlaSil
  3. hic usenmem, yaparim :)
    ilgi icin mersi..

    YanıtlaSil