1 Aralık 2009 Salı

Salinger

Bu yazacaklarımın Berlin'le pek ilgisi olduğunu iddia edemiycem. Ama bu kadar zihnimi dolduran bir şeyi de yazmadan yapamazdım.
16 Kasım günü, iki yılın ardından ilk kez New York'ta yalnız başıma dolanmaya koyulduktan sonra, yaptığım şüphesiz en iyi şey Strands tezgâhında gördüğüm üç küçük Salinger kitabını almak oldu. Büyük bir hesap değildi benimkisi; üstelik eminim arasaydım bile şehrin dokusuna ve ruh halime daha uygun bir şey bulamazdım.
Paris iptilam Kundera'ydı, neredeyse altı ayı tek bir yazarı okuyarak geçirmiştim. Gerçi Salinger'ın o kadar aylar sürecek bir külliyatı yok ama dönüp dönüp yeni baştan okunmaya değer satırları var...

[Ucundan acık: "I'm sick of not having the courage to be an absolutely nobody. I'm sick of myself and everybody else that wants to make some kind of a splash."]

2 yorum:

  1. bi de en sevdigim: "Dont ever tell anybody anything If you do you start missing everybody."
    G.

    YanıtlaSil
  2. Ha ha, bunu ben sana otobüste göstermemiş miydim gözüm, son sayfası bu işte! :)

    YanıtlaSil