
Hep fark etmişimdir, bitirmem gereken bir şeyler varsa, iş güç fazlaysa, evden uzaktaysam, hasta olmuyorum. Komik ama, Yunanistan tatili dönüşü alerjik bir reaksiyon mudur nedir garip bir şekilde ellerimin boksör eldivenleri gibi şişmesi, tezin son chapter'ını tamamladıktan sonra hiç huyum olmadığı halde ateşlenmem, Londra dönüşü kurdeşen dökmem hep böyle örnekler.
Bu sabah da sanki yarın evde olacağımı beden zihinden önce biliyormuş gibi bademciklerim şiş uyandım. Birtakım bitki çayları filan içtim, maksat İstanbul'daki günlerim rezil olmasın. Sonra da C vitaminine ihtiyacım vardır diye koca bir bardak portakal suyu. Büyük hata!...
Birkaç aylık bir hikâye olduğu için içselleştiremediysem de narenciyeye yaklaştığım an saçma kaşıntılar ve kırmızılıklar hasıl oluyor. Nitekim oldu. Bütün öğleden sonrayı daral halinde geçirdim: Ya yine her tarafım kabarırsa, ya yine gözlerim kapanıverirse? :(
Kuzum K. meraklanmıştı, hastalansam acaba bakacak kimsem var mı diye. Acaba yalnızken hasta olmamayı beceriyorum da, hastabakıcı ihtimali bağışıklık sistemimi savunmasız mı bırakıyor?